SÜNNETİ MUHÂFAZA ETMEK - 24 ARALIK 2024 - MEVLANA TAKVİMİ
Manage episode 457238246 series 2542707
Âlimler İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.)’in ilmî ve takvâsından övgüyle bahsetmiş, fıkıh ve sünneti hıfzettiğini ifade etmişlerdir. Burada sünneti hıfzetmekle kastedilen nedir? Sünneti muhafaza edip sonra onu kitapların sayfaları arasına terketmek mi, yoksa sünnetin maksat ve anlamını düşünüp araştırmak mıdır? Sünneti muhâfaza etmekle onu düşünmek, anlamını kavramak ve inceliklerine vakıf olmak kastedilmiştir. Sünnetin tebliği ile kastedilen de bundan başkası değildir. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in; “Sözümü işitip olduğu gibi nakledenin Allâh (c.c.) yüzünü nurlandırsın, kendisine sözüm ulaşan nice kimseler onu ilk duyandan daha kavrayışlı olur” diğer rivâyette “Fıkıh bilgisine sahip nice kimseler, onu kendilerinden daha anlayışlı kişilere nakleder” şeklindeki açıklamaları da asıl maksadın hadîsleri anlamak olduğunu göstermektedir. İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.), İslâm hukukunun ikinci kaynağı olan hadîslerdeki fıkhi hükümleri araştırmaktaydı. Asıl itibariyle Kur’ân ve Sünnet, İslâm hukukunun iki temel kaynağıydı. İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.) de bu iki kaynağı kullanmaktaydı. Nitekim ilk dönem kaynaklarının tamamında yer alan, A‘meş (r.a.) ile İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.) arasında geçen olay da bunu göstermektedir. Buna göre, İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.) ile birlikte bulundukları sırada A‘meş (r.a.)’e bir soru sorulur. A‘meş buna cevap veremez. Soruyu İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.) cevaplar. A‘meş’in; “Bu cevabı nereden verdin?” diye sorması üzerine İmâm-ı A‘zam Ebû Hanîfe (r.a.); “Bu cevabı senin bana falan gün falan râviler vasıtasıyla rivâyet ettiğin hadîslerden çıkardım” dedi. Sonra cevabının delilleri olan ve A‘meş’in kendisine rivâyet ettiği birçok hadîs zikretti. Bunun üzerine A‘meş (r.a.); “Ey Ebû Hanîfe, bizim sana aylarca rivâyet ettiğimiz hadîsleri kısa bir sürede bize zikrettin” diyerek hayranlığını ifade etti. A‘meş’in; “Ey fakihler topluluğu! Siz doktorluk, biz hadîsçiler ise eczacılık yapmaktayız” dediği de bilinmektedir. (Muhammed el-Harisî, Muhaddisler Nazarında İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe, c.1, s.205-206)
1871 episoade